Ortadoğu Sorunu


Ortadoğu Sorunu ve Kürt Sorunu

‘Doğu Sorunu’ya da ‘Şark Meselesi’,18.Yüzyıl’da milletlerarası bir kavram olarak ortaya çıktı.Ancak kökleri çok daha önceki yüzyıllara uzanmakta ve tarih içerisinde,farklı nitelikler sergilemektedir.
Bu yüzden ‘Doğu Sorunu’ araştırmcılar tarafından farklı temellere dayandırarak farklı zamanlarda başlatılır.Coğrafi olarak Doğu ve Batı terimlerinin neyi ifade ettiği bir kesinlik göstermezken,’Doğu Sorunu’ kavramı,,daha da karmaşık bir yapı kazanır.Bugün için,genel kabul görmüş şekliyle Doğu Sorunu,Batı ve Orta Avrupa’nın doğusundaki sorun ve çatışmalar için kullanılır.Bu kavram,Rusya için bir güney meselesi;Slavlar,Rumlar veya Araplar için bir bağımsızlık mücedelesi;Osmanlı İmparatorluğu için de,bir var olma kavgasını ifade ediyordu.
Osmanlı İmparatorluğu sorunun merkezindeydi ve 19.yüzyıl’ın siyasi coğrafyası Doğu Sorunu’nda köklü bir değişim ifade ediyordu.
Dönemin büyük devletleri 1878’deki Berlin Antlaşması’nın ardından,Osmanlı’nın toprak bütünlüğünü garanti etme politikasından vazgeçerek,ülkeyi parçalama sürecini başlattılar.
Doğu Sorununun Başlaması?
1699’da Karlofça Antlaşması’nın yapıldığı Tuna kıyılarında kurulan antlaşma heyeti çadırları.
Doğu Sorunu’nun başlangıç tarihi hakkında,birçok farklı görünüş vardır.Albert Sorel,’’Türkler,Avrupa’ya ayak bastığı andan itibaren bir Doğu Sorunu meydana geldi’’der.
Atilla’nın V.Yüzyıl’ın ortalarında Avrupa’yı tehdit etmesi,Selçukluların 11.Yüzyıl’ın ikinci yarısında Anadolu’yu fetihleri,Osmanlı’nın 14.Yüzyıl’ın ortalarında Rumeli’ye geçişi,1683’teki II.Viyana Kuşatması bozgunu,1699 Karlofça Antlaşması,1736 Nemirov Kongresi,1774 Küçük Kaynarca Antlaşması gibi olaylar,Doğu Sorunu’nun başlangıç tarihi olarak gösterilir.
Araştırmacıların çoğunluğu ise,Doğu Sorunu’nu 18.Yüzyıl’ın ikinci yarısından başlatırlar.
D.S.Dönüm noktası nedir?
II.Viyana Kuşatması bozgunu,Doğu Sorunu’nun artık Batı için korkunun verdiğiğ çaresizlikle ürpererek beklediği bir tehdit olmaktan çıktığını gösteriyordu.Osmanlı İmparatorluğu ,1699’da imzalanan Karlofça Antlaşması ile tarihinin en büyük toprak kayıplarını verdi.
1768-1774 Osmanlı-Rus Savaşı,Doğu sorunu’nda en önemli dönüm noktasıdır.Osmanlılar,bu savaşta,tarihinde ilk defa tek bir devlet karşısında büyük bir hezimete uğramıştı.
III.Selim
Savaşın sonunda Osmanlı tarihinin en ağır antlaşmalarından olan Küçük Kaynarca Antlaşması’nı imzalamak zorunda kaldı.Artık Doğu Sorunu’nda yeni ve en etkili aktör olarak,Rusya faktörü ortaya çıkmıştı.
Avusturya’nın rolü nasıl değişti?
Küçük Kaynarca Antlaşması üzerinden fazla bir zaman geçmeden,Rusya 1783’te Kırım’ı fiilen işgal etti.Kırım’ın geri alınması için 1787’de Rusya’ya savaş ilan edildi.Savaşın başlamasından iki yıl sonra,Avrupa’daki dengeleri alt üst edecek olan Fransız İhtilali patlak verdi.
Avusturya,1790’da Yaş Antlaşması’nı imzalamak savaştan çekildi ve bu savaştan sonra Fransız İhtilali’nin yaydığı milliyetçilik fikrinin de etkisiyle,Osmanlı İmparatorluğu’nun toprak bütünlüğünü korunması yönünde bir dış politika takip etti.
Özellikle Rusya’nın Balkanlar’da Ortodoksluğu ve Slav milliyetçiliğini kullanarak Osmanlı aleyhine yayılmaya çalışması,Avusturya için de büyük bir tehlike oluşturuyordu.
Napolyon’la savaşa giren İngiltere’nin başbakanlarından William Pitt
Avusturya’nın savaştan çekilmesine rağmen Rus birlikleri önemli başarılar kazanmaya devam etti ve Osmanlı İmparatorluğu,özellikle Maçin’deki hezimetten sonra ,İngiltere ve Rusya’nın aracılığı ile,10 Ocak 1792’de Rusya ile Yaş Antlaşması’nı imzalamak zorunda kaldı.Bu antlaşma ile büyük toprak kaybına uğrayan Osmanlı,Kırım’ı geri alma hayallerini de kaybetmişti.
İngiltere ve Fransa soruna nasıl dahil oldu?
Rusya’ya karşı yapılan 1787-1791 Savaşı’nın Doğu Sorunu ile ilgili etkilerinden biri de,İngiltere’nin dış politikasında değişikliğe neden olmasıydı.William Pitt’in İngiltere’de başbakan olmasıyla,ülkenin ‘Doğu Politikası’nda önemlideğişimler oldu.
Rusya’nın önce Karadeniz ve daha sonra Akdeniz’de hakim olmak istemesini ticaret yolları için büyük bir tehlike olarak gören İngiltere,bu savaşla birlikte,Osmanlı İmparatorluğu’nun toprak bütünlüğünün korunması yönünde bir dış politika takip edecekti.İngiltere’nin bu dış politikası 93 Harbi’ne kadar devam edecekti.
Fransız İhtilali ile Avrupa devletlerinin Doğu’ya olan ilgisi azalmış ve bu durum en çok Rusya’nın işine yaramıştı.Avrupa’nın Doğu’ya olan bu ilgisizliği fazla uzun sürmeyecek ve hızla yıldızı parlayan Napolyon,soluğu Mısır’da alacaktı.
Napolyon’u Mısır’ı işgal,Doğu Sorunu açısından birkaç noktada köklü değişiklikleri ifade eder.Dünya siyasetinde daha fazla söz sahibi olmaya başlayan Batı Avrupa devletleri Osmanlı topraklarını ilk defa doğrudan hakimiyetleri altına almaya çalışıyordu.Rusya ve İngiltere’nin desteğini alan Osmanlı,Fransa’yı durdurdu.Akka mağlubiyeti,Napolyon’un Doğu hayallerinin sonunu getirmişti.NapolyonMısır’ı terk etti.
Mora (Yunan) isyanı döneminin İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Canning
Doğu Sorunu nasıl resmiyet kazandı?
Batıyı adeta büyük bir savaş alanına çeviren Napolyon,Moskova Seferi’nde mağlup lunca,Avrupa Devletleri,dengeleri,tekrar kurmak için,Viyana’da bir kongre  tertip ettiler.
Avusturya Başbakanı Metternich,Viyana Kongresi’ne Osmanlı İmparatorluğu’nu da davet etti;ama Babıali bu davete olumsuz yanıt verdi.İngiltere de Osmanlı İmparatorluğu’nun kongreye katılmasını istemişti.
Avrupa devletleri bir Doğu sorunu’nun varlığını bu kongre ile kabul ettiler;fakat meselenin nasıl çözüleceği konusunda bir anlaşma sağlayamadılar.
Yunan isyanının sorundaki yeri nedir?
Doğu sorunu’na çok farklı bir boyut katan bir diğer önemli gelişme de,1821’de Eflak ve Boğdan’da başlatılan Yunan isyanı ve ardından Yunanistan’ın bağımsız bir devlet olarak ortaya çıkmasıydı.Batılı devletler,hala Fransız İhtilali’nin etkileriyle uğraştıklarından,Yunan isyanı gibi ayrılıkçı bir isyanı desteklemekte ilk başta tereddüt gösterdiler.Fakat Canning’in Dışişleri Bakanı olması üzerine İngiltere,Yunan isyanına destek vermeye karar verdi ve Rusya’da İngiltere’nin yanında yer aldı.İngilizler,Fransız ve Rus donanması Navarin’de Osmanlı-Mısır donanmasını yaktı ve İbrahim Paşa’yla anlaşarak,Mora’yı terketmesini sağladı.Osmanlı,24 Nisan 1830’da Yunanistan’ın bağımsızlığını tanıdı.
Yunanistan devleti,Doğu sorunu’nda yeni bir dönemin işaretçisiydi.Osmanlı hakimiyeti Balkanlar’da bağımsız bir Yunanistan’ın kurulması,Balkan tarihinde de bir dönüm noktasıydı.İmparatorluk tarihinde ilk kez,kendi tebaası isyan ederek bir devlet kuruyordu.
Kırım Savaşı devam ederken,2 Mart 1855'te ölen Rus çarı I.Nikola'nın karikatürleri,ilk kez cephelere muhabir göndererek bir savaş izleyen Batı basınının başlıca konusuydu
Batı’nın baskısıyla bu tür bağımsızlıkçı isyanların artması,Osmanlı İmparatorluğu’nu birtakım önlemler almaya zorladı.Yeni düzenlemelerle bazı haklar tanınırken,’’Osmanlıcılık’ fikri etrafında Osmanlı topraklarında ki bütün milletlerin bir arada tutulmasına çalışıldı.
Mehmet Ali Paşa’nın fonksiyonu ne idi?
Mısır valisi olan Kavalalı Ali Paşa,valiliği süresince Mısır’a özellikle Fransa’dan uzmanar getirerek modern bir ordu kurdu.Mora’daki isyan ile birlikte ,Kavalalı çok geçmeden Doğu Sorunu’nun merkezine yerleşeceğinin işaretlerini vermişti.
Kavalalı Mehmet Ali Paşa,bir alacak meselesi yüzünden 1832’se Suriye’yi işgal etmeye karar verdiğinde,İstanbul’la pamuk ipliğine bağlı olan ilişkilerini tamamen koptu.
Kavlalalı’nın oğlu İbrahim Paşa komutasındaki Mısır ordusu,önce Suriye’yi işgal etti,daha sonra da Toroslar’ı aştı.Konya önlerinde Sadrazam Reşid Paşa’nın komuta ettiği Osmanlı askerlerini yendi ve sadrazamı da esir aldı.İbrahim Paşa’nın İstanbul’u alması için önünde hiçbir engel kalmamıştı.II.Mahmud önce İngiltere’den,destek alamayınca da,Rusya’dan yardım istedi.Rus birliklerinin yardıma gelmesi ve İngiltere ile Fransa’nın baskıları sonucu,Kavalalı,14 Mayıs 1833’te Kütahya Antlaşması’nı kabul etmek zorunda da kaldı.
Beklenen savaş,2 Nisan 1839’da II.Mahmud’un Msır’a saldırı emrini vermesiyle başladı.Osmanlı ordusu Nizip önlerinde ağır bir şekilde yenilince,kozlar daha .ok masa başında ve İngiltere ile Fransa arasında paylaşıldı.
Osmanlı'^nın Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa'yı temsil eden Batı kaynaklı bir gravur.
Bu mücadele,19.Yüzyıl’da Doğru Sorunu’nun aslında bir ‘Batı Sorunu’ olduğunu bir kez daha ortaya koydu.Mısır meselesi ile Boğazlar konusunda Doğu Saorunu’nun en girift problemi olarak ortaya çıktı.1833’te imzalanan Hünkar İskelesi Antlaşması ile Rusya,Boğazlar’ı,kendi gemilerine kapalı bir hale getirmişti;ama 1841 Londra Protokolü ile bu kazanımlarından vazgeçmek zorunda kaldı.
İngiltere’nin çaaları soncu 1841’da Boğazlar Sözleşmesi imzalandı.Bu sözleşme ile Boğazlar barış zamanlarında bütün ülkelerin savaş gemilerine kapalı olacaktı.
Panslavizmin sorundaki yeri nedir?
Mısır meselesinin ikinci aşamasında İngiltere ile Rusya özellikle Fransa’nın Mısır’da güçlenmesini engellemek için yakın bir dış politika takip etmelerine rağmen,Avrupa’da kimin kiminle ittifak edeceği belli olmadığından,bu birliktelik Kırım Harbi’nin patlak vermesiyle bir düşmanlığa dönüştü.
Doğu Sorunu’nun en öneli dönüm noktalarından biri de 1853’te başlayan Kırım Harbi idi.
Kırım Harbi Balkanlar,Kafkaslar ve Kırım’da devam etti ve savaşın sonunda Ruslar ağır bir şekilde yenildiler.Kırım Harbi,Rusya’nın Karadeniz’e hakim olma emellerine kısa bir süreliğine engel oldu ve Rusya yönünü Orta Asya’ya çevirdi.Kırım Harbi ile Karadeniz’deki hakimiyeti ortadan kalkan Rusya bunu il fırsatta telafi etmek için uygun şartları kollamaya başladı.Beklediği fırsat Fransa’nın
İtalyan kaynaklı bir karikatürde,Rusya ve Prısya bir taraftan;Avusturya,Osmanlı İmparatorluğu ve İngiltere öte taraftan,Berlin Antlaşması'nı çekiştiriyorlar
Prusya karşısında Metz’de 1870’de kesin bir şekilde yenilmesiyle doğdu.Bu savaştan sonra Alman İmparatorluğu’nun kurulması Avrupa’nın iç dengesini alt üst etti ve bu büyük değişiklik Doğu Sorunu’na Avrupa devletlerinin bakış açılarını da değiştirdi.Almanya faktörünün ortaya çıkması Osmanlı İmparatorluğu’na yeni bir denge unsuru olarak bu devlet ile ilişkilerini geliştirmesine imkan sağladı.
Alman birliği,Panslavizm düşüncesinin de hararetle savunulmasına neden oldu.Alman birliği karşısında bir Slav birliği kurulmalıydı;ama kurulacak olan Slav birliğinin niteliği konusunda bir anlaşma sağlanamadı.
Balkanlar’da sorun,nasıl şekillendi?
Balkanlar patlamaya hazır bir bomba haline gelmişti.İlk olay 1875’te,Hersek ayaklanması ile ortaya çıktı ve bu ayaklanmayı fırsat bilen Sırbistan ile Karadağ,Osmanlı İmparatorluğu’na savaş ilan etti.
Balkanlar’da yaşanan olaylar daha sonraki büyük mücadelelerin ve ‘’93 Harbi’’ diye anılan 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı’nın habercisiydi.
Tersane Konferansı ve ardından Londra’da alınan kararlar Osmanlı Meclis-i Mebusanı tarafından reddedilince Rusya,Balkan milletlerinin haklarını koruma bahanesiyle Osmanlı’ya savaş ilan etti.Panslavizm,Ayastefonos’ta kazandığı üstün durumdan,Berlin Antlaşması ile vazgeçmek zorunda kaldı;ama 13 Haziran 1878’de imzalanan Berlin Antlaşması’da,yeni savaşlara gebe bir antlaşma idi.

Legend - Style 1

Bosna-Hersek ve Bulgaristan'ın Avrupa devletleri tarafından Osmanlı'dan koparılmasını hicveden bir Fransız karikatürü
93 Harbi’nin Doğu Sorunu’nda yarattığı dönüm noktalarından biri de,İngiltere ve Avusturya’nın artık Osmanlı İmparatorluğu’nun toprak bütünlüğünün korunması yönündeki politikalarından vazgeçmesiydi.
İlk olarak Avusturya,Bosna-Hersek’i topraklarına kattı.Avusturya’nın Balkanlar’a doğrudan hakim olmak için mücadele etmeye başlaması ise,I.Dünya Savaşı’na giden yolu araladı…
Balkan Savaşları ve I.Dünya Savaşı’na giden yolu aralayan Berlin Antlaşması’na ilk yanıt,Bulgarlardan geldi ve Doğu Rumeli’de bir Bulgar isyanı başlatıldı.
Balkan ülkeleri arasında yoğun bir rekabet başladı.Artık Doğu sorunu,Osmanlı topraklarının parsel parsel bölüşülmesi meselesi haline geldi.Ancak Osmanlı İmparatorluğu’nun çekildiği bölgelerde çok farklı devletlerin birbiriyle çatışan çıkarlarının olması,gerilimi arttırdı ve nihayet Balkan Savaşları ve I.Dünya Savaşı gibi dünya tarihinin en kanlı savaşlarının yaşanmasına yol açtı.
Araştırmacı Yazar ve Şair Hikmetullah Yetkin





Kaynaklar;
Fahir Armaoğlu,19.Yüzyıl Siyasi Tarihi (1789-1914),Ankara 1999Kemal Beydili,’’Küçük Kaynarca’dan Yıkılışa’’,Osmanlı Devleti ve Medeniyeti Tarihi,I,ed.Ekmeleddin İhsanoğlu,İstanbul 1994İsmail Hami Danişmend,İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi,IV.İstanbul 1972‘’Doğu Meselesi’’,Türk Ansiklopedisi,XIII,443-452Halil İnalcık,’’Doğu Sorunu’’,Aylık Dergisi,II/19,Kasım 1945,s.602-604Akdes Nimet Kurat,’’Panislavizm’’,AÜDTCF Dergisi,XI,sayı:2-4 Haziran-Aralık

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz, Editör Tarafından İncelendikten Sonra Yayınlanacaktır.